[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]“Sınır tanımayan zekâ, en büyük hediyedir insana!”
“Gülebilirsiniz, ama insanlar Vıdıvıdı Vızcız ya da Buruşuk-Boynuzlu Hırgür diye bir şey olmadığına da inanıyorlardı!”
“Sanırım aşağı gidip biraz puding yiyeceğim ve gelmelerini bekleyeceğim –sonunda hep gelirler-”
Ravenclaw, (1992-1999).
Saçları: kirli-sarı, bel uzunluğunda ve dağınık.
Gözleri: yumru gibi gümüşi gri gözleri ve hayli sönük kaşları, ona özellikle ‘normal’ bir insan gibi bakmadığında sürekli şaşkınmış havası katıyor.[/JUSTIFY]
Babası: Xenophilius Lovegood.
Annesi: İsmi belirsiz, Luna 9 yaşındayken yaptığı bir deney sırasında öldü(1990).
Kardeşi: Yok
Kocası: Doğa bilimci Newt Scamander’in torunu Rolf Scamander ile evlendi(JKR).
Çocukları: İkiz oğulları, Lorcan ve Lysander
Evi: Weasley’lerin evi olan Kovuk’un da bulunduğu Ottery St. Catchpole kasabasının kuzeyine birkaç mil ötedeki bir tepede, “dev bir satranç kalesi” görünümlü büyük siyah silindirimsi bir evde yaşıyor.
Doğum tarihi: 1981.
Binası: Ravenclaw, Ginny ile aynı dönem.
Patronusu: Yabani tavşan.
İlgilendikleri: Hagrid gibi Luna da sihirli yaratıklardan etkileniyor.
Savaşlar: Esrar Dairesi savaşında, Astronomi Kulesi’ndeki savaşta ve Hogwarts Savaşı’nda yer aldı.
Notlar: Dumbledore’un Ordusu’nda yer aldı, Hogwarts’taki altıncı yıllarında Ginny ve Neville’le birlikte Gryffindor’un Kılıcı’nı müdür’ün odasından çalmaya çalıştı, cezası için Hagrid’e Yasak Orman’da yardıma gönderildiler.
Kariyeri: Luna ünlü bir doğa bilimci oldu ve kariyeri boyunca yeni hayvan türleri keşfetti ve sınıflandırdı. Buruşuk-Boynuzlu Hırgür’ü hiç bulamadı(JKR).
İsminin Olası Kaynakları:
“Loony”, İngilizcede deli kelimesinin argosu olan “kaçık(lunatic)” kelimesinden türüyor.
“love” + “good” ise Luna’daki tuhaf ama övgüye değer biçimde, kendisine sevgi göstermeyenlere bile sevgi gösterebilmesini tasvir ediyor olabilir.
Luna Lovegood sınıf arkadaşları tarafından garip olarak karşılanan ve Ginny ile aynı dönem olan cadılardan birisi. O, bu itibar ile rahatça hareket ediyor.İlginç bir giyim tarzı vardı, sıra dışı inançlarını açıkça söylemekten sıkıntı duymazdı ve bazı durumlarda çevresinden tamamen bağımsız hareket edebilirdi. Sosyal olaylarda kendine has ve acayip davranışlarda bulunabilirdi. Mesela, Quidditch maçlarında herkes atkı, bayrak veya rozet gibi şeyler takarken, Gryffindor’u bir maçında desteklemek amacıyla gerçek aslan kafası büyüklüğünde ve biçiminde bir şapka takmıştı. Beşinci yılında Gryffindor ve Hufflepuff arasındaki bir maçı sundu ve skor dışında nerdeyse her şeyle ilgileniyor gibiydi.
Luna, açık bir zihne sahip olması ve ilginç inançlara sahip olması dolayısıyla babasına benziyordu. Luna’da garip davranışlarda mevcuttu: asasını kulağının arkasında saklardı ve ilginç takılar takardı, mesela balkabağı suyu tıpasından kolye ve turptan küpe. Bu turplar Lovegood’ların yetiştirdiği ve “olağanüstü olanı kabul etme yeteneğini pekiştirmek için” faydalı olduklarına inandıkları Uçurulabilir Erikler’di.
Luna çoğu zaman alay konusu olurdu. Onun tuhaf davranışları ve inançları, onu alay edilebilir ve sataşılabilir bir noktaya getiriyordu. Akranlarından farklı olarak sakin ve kendi halinde görünüyordu. Ona arkasından ‘Laklak Lovegood’ olarak sesleniliyordu. Diğerleri yıl boyunca onun eşyalarını çalıp saklıyorlardı ve Luna da yılsonunda mecburen eşyalarını geri vermeleri için duyuru asmak zorunda kalıyordu. Bütün bunları, Luna, şaşırtıcı biçimde, sakin ve kabul edilebilir buluyordu, kimseye bu nedenle sataşmıyordu. Kendisine Laklak dediklerini biliyordu, ama Harry’e bunu umursamadığını belirtti.
Harry, Luna ile ilk kez 1 Eylül 1995’te Hogwarts Express’inde karşılaştı. Harry, Ginny ve Neville’le trende aynı kompartımanı paylaştılar. O sırada Luna, Dırdırcı’yı “tersten” okuyordu. Dırdırcı’yı saçma bulduğunu söyleyen Hermione’nin lafı üzerine editörünün babası olduğunu söyledi. Dırdırcı, büyücü dünyasının ciddiye almadığı bir magazin dergisiydi. Harry, kompartımana gelip kendisine ‘merhaba’ demek isteyen Cho Chang’i gördüğünde Luna’nın orda olmaması ve daha sıkı insanlarla oturuyor olması yönünde düşünceye kapılmıştı.
Luna Testralleri görebiliyordu. Testralleri ancak ölüm görenler görebiliyordu ve Luna’da henüz dokuz yaşındayken annesinin ölümüne şahit olmuştu. Harry, Luna hakkında emin olamıyordu, çünkü o, kendisi gibi Testralleri görebilen tek kişiydi. Luna içi rahat etmeyen Harry’e endişelenmemesini, aklının kendisininki kadar yerinde olduğunu söyledi. Yıl içinde, Luna güvenilebilir bir arkadaş olabileceğini Harry’e ve arkadaşlarına ispatlamıştı. Diğer takımlara karşı Gryffindor’u destekliyordu, tabi ki Ravenclaw hariç. Harry’e inanan diğer dördüncü ve beşinci yıl öğrencilerinin önünde yerini almıştı. Dumbledore’un Ordusu’na katıldı ve çok gayret gösterdi. Çalışmalarının sonucunu da Esrar Dairesi’nde Ölüm Yiyen’lere karşı yapılan savaşta gösterdi. 1996 Haziran’ındaki savaşta Gryffindor olmayan tek üyeydi.
Harry, Sirius’un ölümünden dolayı acı çekiyordu ve Sirius’la bağlantı kurabilmek için kendini kaybetmişçesine yollar arıyordu; Sirius’un kendisine verdiği aynayı kullanmayı denedi, Nerdeyse Kafasız Nick’le konuşup onun hayalet olarak geri dönüp dönemeyeceğini sordu. Bu sırada Luna ile karşılaştı ve Luna ona ölmüş olan annesini tekrar görebileceğinden bahsetti, tülün ötesinden. Testralleri görebildikleri gibi, Harry ve Luna Esrar Dairesi’ndeki tülün ötesinden gelen sesleri duyabiliyordu. Harry her ne kadar tülün ötesinden gelen sesleri duysa da, Luna sıra dışı şeylere inanırdı.
Luna babası Xenophilius Lovegood’la birlikte, Ottery St. Catchpole dolaylarında, satranç kalesini andıran bir evde yaşıyordu. Evin içi, Luna’dan bekleneceği üzere acayip bir şekilde donatılmıştı ve parlak bir şekilde boyanmıştı. Odasını Ron, Hermione, Ginny ve Neville’in resimleriyle süslemişti ve resimleri üzerinde tekrar tekrar “arkadaşlar” yazan bir altın zincirle birbirine dolamıştı. Harry bundan çok etkilendi.
Luna’nın annesi, deney yapmayı seven sıra dışı bir cadıydı. Luna dokuz yaşındayken, yaptığı deneylerden birinde aksilik meydana geldi ve öldü. Luna onu bazen özlüyor, fakat onu bir gün diğer hayatta tekrar göreceğini düşündüğünden rahatlıyordu. Luna annesini andırıyordu.
Luna, Hogwarts’taki altıncı yılında, Harry, Hermione ve Ron’un okuldan ayrılmasıyla birlikte, Ginny ve Neville’le birlikte Dumbledore’un Ordusu’nu ayakta tutmaya çalıştılar ve hocalık yapan Ölüm Yiyen’lerin şiddetine karşı koydular. Noel tatili için evine dönmek üzere Hogwarts Ekspresi’ndeyken babası Mr. Lovegood’un Dırdırcı’da yazdıklarından dolayı zorla götürüldü. Malfoy Malikânesi’nde Ollivander ile birlikte bir hücrede tutuldu. Malfoy Malikânesi’nden kaçışta yardımcı oldu, ardından Hogwarts Savaşı’nda cesurca savaştı.
Luna Hogwarts’tan ayrıldıktan sonra, çok ünlü bir doğa bilimci cadı olmak için çaba sarf etti, yeni tür yaratıkların üzerinde çalıştı. Büyük doğa bilimci Newt Scamander’in, yine bir doğa bilimci olan torunu ve arkadaşı Rolf ile evlendi ve Lorcan ve Lysander adlarında ikiz oğulları oldu.
Rowena Ravenclaw’ın kayıp diademinin, kalan son hortkuluk olabileceğini -tabi ki Harry onlara hortkuluk hakkında bir şey söylemedi- Luna öne sürmüştü. Diademin üzerinde yazılı olan deyimi de ezberinden okumaya düşkündü: “Sınır tanımayan zekâ, en büyük hediyedir insana!”. Tabi ki Luna’ya göre deyim “zekâ, güven ve sevgi, en büyük hediyedir insana!” olarak ifade edilse daha iyi olabilir. Luna aslında bunlara sınırsızca sahipti ve bunların hazine olabileceğini kanıtlamıştı.
Filmlerde Luna
Luna karakterini “Zümrüdüanka Yoldaşlığı” ve “Melez Prens” filmlerinde Evanna Lynch canlandırdı. “Ölüm Yadigârları” filmleri için de kadroda bulunuyor.
Çeviri: Son Goku
Konu: Luna Lovegood 
